Kurtaranlar Hakkinda Düsündüklerim...

:.DERSLER.::.YARDIMFONU.:
Verfügbare Informationen zu "Kurtaranlar Hakkinda Düsündüklerim..."

  • Qualität des Beitrags: 0 Sterne
  • Beteiligte Poster: diloburak - theva1903
  • Forum: :.DERSLER.::.YARDIMFONU.:
  • Forenbeschreibung: Carsi Gelsenkirchen
  • aus dem Unterforum: Sohbet-Muhabbet-Tartisma
  • Antworten: 3
  • Forum gestartet am: Freitag 09.06.2006
  • Sprache: deutsch
  • Link zum Originaltopic: Kurtaranlar Hakkinda Düsündüklerim...
  • Letzte Antwort: vor 17 Jahren, 5 Monaten, 22 Tagen, 23 Stunden, 48 Minuten
  • Alle Beiträge und Antworten zu "Kurtaranlar Hakkinda Düsündüklerim..."

    Re: Kurtaranlar Hakkinda Düsündüklerim...

    diloburak - 04.11.2006, 16:46

    Kurtaranlar Hakkinda Düsündüklerim...
    Her yan patlıyordu. Bazen arabalar, bazen dükkanlar, bazen bizzat insanlar...
    İnsanlar insanları kurtarmak için insanları öldürüyordu...

    İnsanları kurtarmak için insan öldüren insanları öldüren insanlar vardı..

    Her tür öldürmeye, hatta insanları kurtarmak için insan öldürenlerin öldürülmesine karşı çıkan insanların, ölümü herkesten çok hak ettiğini düşünen insanlar vardı...

    Bütün bu insan öldürmeler insanları kurtarmak içindi.
    Bir gün insanların kurtarmaktan vazgeçeceği düşüncesi tek kurtuluş umudu olmuştu.
    Ama bu bir türlü gerçekleşmiyordu. Çünkü insan oğlu doğan, büyüyen, kurtaran ve öldürülen bir canlı türüydü. Kurtarmadan yaşayamıyordu. Kurtarmaya kalkınca zaten yaşayamıyordu.
    Kurtarılmak istenen insan tipine genel olarak “masum insan veya ‘kurtarılan’ deniyordu. Bir Kurtarılanın ortalama ömrü yaklaşık elli ile altmış yıl arasında değişiyordu. Ancak genellikle bu yaşlara yetmeden herhangi bir kurtarıcı tarafından öldürülüyordu. Kurtarılan ’ın temel özelliği herhangi bir kurtuluş hareketine doğrudan katılmamış olmasıydı. Onu masum yapan özelliği işte buydu. Kurtarılanın görevi legal ya da illegal bir kurtarıcıya bir biçimde yardıma olmaktı. Ya gidip kendisini bu hayattan kurtaracak bir partiye oy veriyordu ya da yasadışı bir başka kurtarıcıya yardım ve yataklık ediyordu.
    Kurtarılanı bütün kurtarıcılar çok seviyordu. Her şey ama her şey Kurtarılan içindi. Kurtarılan kurtarıcının canından bile azizdi. Herhangi bir kurtarıcı Kurtarılan için gözünü bile kırpmadan ölebilir veya öldüre bilirdi.
    Kurtarıcı ise aslında hayata bir kurtarılan olarak başlayan ama kurtuluş umudunu yitirdiğinde kurtarıcı olan bir insandı. Önce kurtuluşa giden en iyi yolu gösteren kitaplar okuyarak işe başlıyordu. Önder kurtarıcıların yazdığı kitaplar ona ışık tutuyordu ve çoğu zaman o ışık çapı ve markası değişen bir silahı aydınlatıyordu.
    Bir kurtarıcıyı kutsal ve üstün yapan temel özellik ölümü göze alabilme cesaretiydi. Bu özellik onu şiirsel hatta bazen efsanevi bir kişilik haline getiriyordu. O halk (yani kurtarılanların toplu adı) için ölümü göze. almıştı.. Gencecikti... Tam sevda çağındaydı... içinden fışkırdığı kıraç toprağa inat, umut dolu bir filizdi... Ve o. daha güzel bir dünya uğruna girdiği çatışmada vurulmuş ve ü kıraç toprağa geri dönmüştü... O halkı için ölümü göze almıştı. O bir kahraman, bir kurtarıcıydı.
    Ve o kurtarıcı ölümü göze aldığı andan itibaren öldürmeye başlamıştı..
    Kurtarıcıların çoğu bir kurtarılanın çocuğuydu... Kurtarıcılar kurtarılanların baskısından, cahilliklerin den kurtulup mücadeleye katılmıştı... Yani kurtarıcı önce kendisini aile bağlarından, çevre baskısından kurtarmak durumundaydı.
    Kurtarıcının davasında ölüm, her an karşılaşılabilecek sıradan bir durumdur. Bir şiirde ölüme ‘adın kal leş olsun’ deniyordu ama diğerinde ‘hoş geldin sefa geldin’ şeklinde karşılanıyordu. Sanki kurtarıcılar ölümü yaşamdan daha çok seviyordu. Bazen bir işkence seansında (ki bir kurtarıcıya işkence yapan da kendi açısından bir başka kurtarıcıydı), bazen bir kurşun marifetiyle ya da pimini bizzat kendi çektiği bir bomba yoluyla ötüyorlardı. Onlar başkaları için hayatlarını veriyordu. O halde başkalarının hayatını da istedikleri zaman alabilirlerdi. Ölen öldürme hakkını kazanmış oluyordu.
    Kurtarıcılar, kurtarılanların kurtuluşu için kendilerini ve kurtarmak istediklerini öldürüyordu.
    Önceleri kolaydı. Kurtarıcıların inandıkları bazı ideolojiler vardı. Yani öldürmelerin kitapta yeri vardı. Mesela bir kurtarıcı karşı taraftaki bir kurtarıcıyı halk adına cezalandırıyordu ve bunu kitabına da uyduruyordu...
    Sonra ideolojiler zayıflamaya başladı. İlk duyulduğunda insanın yüreğine kazınan kimi sözler artık etkisini yitirmeye başlamıştı. Evet biz hala halktık ama yeniden doğmuyorduk ölümlerde. Biz güzel günler da ha yaşanası bir dünya baharı beklerken asit yağmurla n yağmaya başlamıştı.
    Cesetler hala genç ve yakışıklıydı an ayın marşı çağrıştırmıyorlardı artık kartpostallarda

    Oysa gerçek kahramanlar -ki onlar aslında kahraman falan değil sadece gerçektiler kimseyi öldürmeden ölüyorlardı.. Onlar insani denizleri gezmiş ermişlerdi. Ama onlar da romantik kurtarıcılar olarak küçümseniyordu. Teorisi zayıftı onların, öldürmeye yetmiyordu. Hatta biraz salak şair muamelesi görüyorlardı Aslında sadece birilerini kurtarmak için değil, başka türlü yaşayamadıkları için mücadele ediyorlardı. Kurtarma hırsları yoktu. Onlar tüm içtenlikleriyle yoksulluğa karşıydı, kavgada taraflardan birini seçmişlerdi belki ama asıl amaçları kavgayı ayırmaktı. Ama öldürüldüler... Genceciktiler Ve hiçbir gencecik kimseyi de öldürmemişlerdi. Hayatlarının en derin çukuru düştüklerinde bile Rodrigo’ nun gitar konçertosunu dinleyecek kadar şairdiler...
    Geride bıraktıkları son mektuplarında bilinmesini istiyorlardı ki, kalanları utandıracak hiçbir şey bırakmadan gidiyorlardı. Hiçbir annenin yüreğine onul nın bir acı bırakmamışlardı Birilerinin kahramanıyken bir başkasının düşmanı olmamışlardı Hiç kimse ama hiç kimse onların kartpostalları karşısında kötü şeyler düşünmezdi Onlar sağı solu aşıp yukarı çıkmıştı, onlar herkesin gerçek kahramanıydı. Aslında onlar kahraman falan değil sadece gerçekti. Ve gerçek olmak kahraman sayılmaya yetiyordu; Ama gelin görün ki teorileri zayıftı, öldürmeye değil sadece ölmeye yetiyordu.
    Çünkü onlar ölümü, kimseyi öldürmeden göze alacak kadar “salaktı
    Gerçek kahramanlar’ o güzel ülkeye gittikten sonra onlardan sonra gelenler meseleye daha hesaplı yaklaştı. Bu seferkiler o kadar saf olmayacaktı. Giderken düşmanları da birlikte götüreceklerdi. Ve Rodrigo ’ nun gitar konçertosunu pasifist bir beste olarak görüyorlardı.
    Ve artık sokaklarımızda bir tek ÖLÜM dolaşır olmuştu... Kurtarıcılar ve kurtarılanlar hala vardı ama kimin kimi neden kurtardığı meçhuldü.
    Ve kurtarıcılar, kurtarıcıların kurtarmak istedikleri. halk için, halk adına, halkın gözü önünde ve halka rağmen öldürmeye devam ediyorlardı.



    Re: Kurtaranlar Hakkinda Düsündüklerim...

    diloburak - 05.11.2006, 15:57


    Bazi Degerli Arkadaslar benim bu yaziyi kopyaladigimi saniyor...

    Internette Arastirin bu yazi hangi sitede var....

    Ben bu Yaziyi Kopyalamadim....Bu kadarini söyleyebilirim



    Re: Kurtaranlar Hakkinda Düsündüklerim...

    theva1903 - 05.11.2006, 23:25


    Sevgili BURAK arkadasim seni kast eden kim? benim yazimda BUrak ismini gördünmü?



    Mit folgendem Code, können Sie den Beitrag ganz bequem auf ihrer Homepage verlinken



    Weitere Beiträge aus dem Forum :.DERSLER.::.YARDIMFONU.:

    kein plaann - gepostet von ge_yarali am Sonntag 11.02.2007
    SIRLAR DÜNYASI - gepostet von Sinopenser57 am Montag 26.06.2006



    Ähnliche Beiträge wie "Kurtaranlar Hakkinda Düsündüklerim..."

    Duyuru Bölümler Hakkinda - KüBrA (Samstag 07.04.2007)
    Chichetour Hakkinda - Mesut01 (Samstag 13.05.2006)
    Keremcem HaKKinDa herseyi bulabileceginiz site!! - Keremcem_sissi (Donnerstag 28.09.2006)
    Burak kardesimiz hakkinda... - Zirthappens (Donnerstag 09.11.2006)
    muhammed ali hakkinda bilgiler - Jackie Chan (Montag 17.04.2006)
    Üstteki kullanici hakkinda yorumlar... - SeLmA (Sonntag 30.04.2006)
    Ismet (Mehmet Akan) Hakkinda Yorumlar - Mesut01 (Sonntag 26.02.2006)
    Kurti Hakkinda Ne Düsünüyorsunuz ? - Mesut01 (Samstag 01.04.2006)
    BABADAN OGULA EVLILIK HAKKINDA NASIHAT..... - Turbi (Freitag 18.05.2007)
    camiilerimiz hakkinda - acihayat01 (Sonntag 18.02.2007)