AŞIK HÜDAİ

Www.RadyoTurkuler.de.vu
Verfügbare Informationen zu "AŞIK HÜDAİ"

  • Qualität des Beitrags: 0 Sterne
  • Beteiligte Poster: Www.Mp3Tc.NeT.Tc
  • Forum: Www.RadyoTurkuler.de.vu
  • Forenbeschreibung: Www.RadyoTurkuler.de.vu
  • aus dem Unterforum: Ozanlar ve Sanatcılarımız
  • Antworten: 1
  • Forum gestartet am: Samstag 23.09.2006
  • Sprache: türkisch
  • Link zum Originaltopic: AŞIK HÜDAİ
  • Letzte Antwort: vor 17 Jahren, 7 Monaten, 2 Tagen, 17 Stunden, 29 Minuten
  • Alle Beiträge und Antworten zu "AŞIK HÜDAİ"

    Re: AŞIK HÜDAİ

    Www.Mp3Tc.NeT.Tc - 25.09.2006, 20:11

    AŞIK HÜDAİ
    AŞIK HÜDAİ



    Hayatı ve Şiirleri

    1940 yılında Maraş’ ın Göksun ilçesinin Yoğunoluk köyünde doğdu. 11 yaşından itibaren irticalen şiir söylemeye başladı. Yaşlı ve usta aşıkların yanında kendisini yetiştirmiştir. Küçük yaşta babasını yitirir. Okumayı yazmayı birçokları gibi Hüdai de askerlikte öğrenir.

    İki yıl Konya da yapılan aşıklar bayramına katıldı. 1968 yılında şiir dalında birinci olarak Fuzuli ödülünü aldı. 1969 da atışma ve şiir dallarında ikinci olarak Dadaloğlu ve Yunus Emre ödüllerini kazanmıştır. Şiirleri iç dünyasını yansıtır. Tasavvufa yönelmiştir. Şiirlerinde kendine özgü bir incelik ve deyiş güzelliği vardır. 23 Kasım 2001 tarihinde aramızdan ayrıldı...
    Kaynak: www.turkulercom_www.Mp3Tc.NeT.Tc_



    Duygular Dönüştü Söze

    Erenler Zehir Getirin
    Balınan Öldürmen Beni
    Bağrıma Diken Batırın
    Gülünen Öldürmen Beni

    Hiçlik Aleminde Mestim
    Varlık Sevdasını Kestim
    Yokluk Benim Eski Dostum
    Malınan Öldürmen Beni

    Yar Diyerek Yana Yana
    Can Teslim Ettik Canana
    En Yakınım Kıysın Bana
    Elinen Öldürmen Beni
    Bir Aşktır Düştü Özüme
    Yanarım Kendi Közüme
    Leyla Görünüp Gözüme
    Çölinen Öldürmen Beni

    Duygular Dönüştü Söze
    Yanık Seda İşler Öze
    Dertli Dertli Vurup Saza
    Telinen Öldürmen Beni

    Hüdaiyim Daldım Gama
    Saldı Beni Demden Deme
    Asın Kesin Yüzün Amma
    Dilinen Öldürmen Beni
    --------------------------------------------------------------------------------

    Makbuldür

    Faydası olmayan bahardan yazdan
    Yüce dağbaşının kışı makbuldür
    Cahilin ettiği sohbetten sözden
    Alimin hayali düşü makbuldür

    Lokma yeme muhannetin elinden
    Kurtulaman sonra acı dilinden
    Namertlerin kaymağından balından
    Merdin kuru yavan aşı makbuldür

    Hüdai konuşur bir ince dilden
    Hal ehli olmayan bilir mi halden
    Bilgisiz görgüsüz duygusuz kuldan
    Ölülerin mezar taşı makbuldür

    --------------------------------------------------------------------------------

    Gönül Çalamazsan

    Gönül çalamazsan aşkın sazını
    Ne perdeye dokun ne teli incit
    Eğer çekemezsen gülün nazını
    Ne dikene dokun ne gülü incit

    Bülbülü dinle ki gelesin coşa
    Karganın namesi gider mi hoşa
    Meyvesiz ağacı sallama boşa
    Ne yaprağını dök ne dalı incit

    Bekle dost kapısın sadık dost isen
    Gönüller tamir et ehli dil isen
    Sevda Sahrasında Mecnun değilsen
    Ne Leyla'yı çağır ne çölü incit

    Rızaya razı ol hakka kailsen
    Ara bul mürşidi müşkülde isen
    Hakikat şehrine yolcu değilsen
    Ne yolcuyu eğle ne yolu incit

    Gel haktan ayrılma hakkı seversen
    Nefsini ıslah et er oğlu ersen
    Hüdai incinir inciden versen
    Ne kimseden incin ne eli incit

    --------------------------------------------------------------------------------

    Öyle Gel

    Bu aşkın sırrına ereyim dersen
    Önce bir ermişe sor da öyle gel
    Hakkın cemalini göreyim dersen
    Evvela sen seni gör de öyle gel

    Hakikat ilminin sabırdır başı
    Şah olsa da benlik gütmez er kişi
    Sen kendi nefsinle eyle savaşı
    Sadık ol sözünde dur da öyle gel

    Hüdai emeğin gitmesin zaya
    Bozulan süt artık tutmuyor maya
    Bu aşkın yoluna gidilmez yaya
    Aşk atına binip sür de öyle gel

    --------------------------------------------------------------------------------

    Bana Sor

    Adım adım gezdim gurbet elleri
    Gezdim ama kardaş gel de bana sor
    Ömrümün yükünü dert sıraladım
    Dizdim ama kardaş gel de bana sor

    Genç yaşımda terk eyledim yurdumu
    Geri dönüp gözlemedim ardımı
    Gönül defterine gizli derdimi
    Yazdım ama kardaş gel de bana sor

    Hüdai hastayı eylerim nazar
    Ben kendi içimde kurdum bir pazar
    Bu kötü nefsime kazmasız mezar
    Kazdım ama kardaş gel de bana sor

    --------------------------------------------------------------------------------

    Zamanı Geldi

    Bahar geldi çayır çimen yürüdü
    Yaylaya göçmenin zamanı geldi
    Dağlar yeşil giydi karı eridi
    Suyundan içmenin zamanı geldi

    Çok şükür bu yıl da erdik bahara
    Gülü gördü bülbül başladı zara
    Açıldı sinemde bin türlü yara
    Yine dert açmanın zamanı geldi

    Pınarı var ormanı var gölü var
    Çiğdemi var çiçeği var gülü var
    Arısı var peteği var balı var
    Bunları seçmenin zamanı geldi

    Hüdai zamanın geçer boşuna
    Kuşlar bile hep kavuştu eşine
    Şimdi bu mevsimde dağlar başına
    Yar ile kaçmanın zamanı geldi
    --------------------------------------------------------------------------------

    Kız Niçin

    Kız niçin bakıp bakıp gülersin
    Yanağında güller açılasıca
    Gülüp gülüp ne aklımı çelersin
    Güzeller sultanı seçilesice

    Bilir misin bana ne iş eyledin
    Aklımı fikrimi bir hoş eyledin
    İçkisiz mezesiz sarhoş eyledin
    Elinden badeler içilesice

    Koymayasın beni eller yerine
    Sana hizmet edem kullar yerine
    Gel bir koklayayım güller yerine
    Gül gibi kokusu saçılasıca

    Hüdai aşıktır ey ahu gözlü
    Yüreğimi yaktın ciğerim közlü
    İçimde yıllardır hasretin gizli
    Gel uğruna candan geçilesice

    --------------------------------------------------------------------------------

    Dostlarım

    Dostlarım hep bende kusur aradı
    Gerçek yanlarımı göremediler
    Yar dediğim yad ellere yaradı
    Sevdiklerim bana eremediler

    Saflar kandı fitnelerin sözüne
    Körler düştü kalleşlerin izine
    Dinamitler kondu suyun gözüne
    Yine de farkına varamadılar

    Kalmadı sevdiğim lezzetim tadım
    Devrildi seneler bak adım adım
    Yıllarımı insanlara adadım
    Bir günümü geri veremediler

    Göz koydular varlığıma malıma
    Kurtlar çoban oldu kuzularıma
    Zalimi koydular mazlum yerine
    Haklının hakkını aramadılar

    Hüdai'nin yaraları döşünde
    Duman eksik olmaz garip başında
    Yar yari pişirir aşk ateşinde
    Yarsızlar yarasın saramadılar

    --------------------------------------------------------------------------------

    Anlamaz ki

    Aşık olmak bir alemdir
    Tatmayanlar anlamaz ki
    Her sözü bir mücevherdir
    Tartmayanlar anlamaz ki

    Kim ki haktan olsa cüda
    İbadetten almaz gıda
    Bu yolda başını feda
    Etmeyenler anlamaz ki

    Sil gönlünün kem pasını
    Gütme benlik davasını
    Daim hasretlik yasını
    Tutmayanlar anlamaz ki

    Hüdai'yim kalksın perde
    Aşk ateşi yanar serde
    Eyüp gibi dertten derde
    Batmayanlar anlamaz ki

    --------------------------------------------------------------------------------

    Ateş İcat Olup

    Ateş icat olup tütün tütmeden
    Aşkın ocağında biz yanıp tüttük
    Güller açılmadan bülbül ötmeden
    Mana aleminde şakıdık öttük

    Her kaynaktan akmaz böyle duru su
    Bu yer gerçek erenlerin korusu
    Duygu çiçeğinden ilham arısı
    Sevgiden bal yaptı önce biz tattık

    Gönül diyarında sevda elinden
    Hasret dağlarından çile çölünden
    Peygamber izinden Allah yolundan
    Yirminci asırda biz geldik gittik

    İrfan sofrasının altın tasıyım
    Muhabbet suyunun şelalesiyim
    Hüdai Yunus'un sülalesiyim
    Tasavvuf ilmini biz tamam ettik

    --------------------------------------------------------------------------------

    Ayrı Duruyor

    Ey erenler yine bozuldu bendim
    Manalar dilimden ayrı duruyor
    Aşkın ateşine yandıkça yandım
    Dumanım külümden ayrı duruyor

    Bağbancı hasiret sümbül çiğdeme
    Bir od düştü yanar dertli sineme
    Seher vakti bülbül gelmez bu deme
    Bülbülüm gülümden ayrı duruyor

    Bu benim derdimin yok mu ilacı
    Bitip tükenmiyor çektiğim acı
    Gazel döktü şu ömrümün ağacı
    Yaprağım dalımdan ayrı duruyor

    Katlanayım dedim derde mihnete
    Gayrı gönül dayanmıyor hasrete
    Kader kısmet aldı attı gurbete
    Hüdai ilimden ayrı duruyor



    Mit folgendem Code, können Sie den Beitrag ganz bequem auf ihrer Homepage verlinken



    Weitere Beiträge aus dem Forum Www.RadyoTurkuler.de.vu

    YILMAZ GÜNEY ŞİİRLERİ - gepostet von BEDOCAN am Montag 25.09.2006
    Sevdanaydı vurgunluğum.... - gepostet von rojin am Donnerstag 30.11.2006



    Ähnliche Beiträge wie "AŞIK HÜDAİ"

    AŞIK VEYSEL - HASRET (Montag 25.09.2006)
    Aşik Sefai 7 Tane Full Albümü - HASRET (Samstag 16.12.2006)
    AŞIK FEYMANİ - HASRET (Montag 25.09.2006)
    AŞIK VEYSEL dostlar beni hatirlasin ve ömür kervani - bulut70 (Montag 20.11.2006)
    AŞIK ŞAHTURNA - HASRET (Montag 25.09.2006)
    AŞIK DAİMİ - HASRET (Montag 25.09.2006)
    AŞIK ALİ NURŞANİ -dağlar nurşaniyi unuttunuzmu - bulut70 (Dienstag 21.11.2006)
    AŞIK VEYSEL>>>>UZUN İNCE ..... - BEDOCAN (Sonntag 01.10.2006)
    Aşik Sefai 7 Tane Full Albümü - HASRET (Samstag 16.12.2006)
    AŞIK MAHZUNİ ŞERİF - HASRET (Montag 25.09.2006)