Korku filmlerinden korkmuyor ki...

Ask Oyunu Forumu
Verfügbare Informationen zu "Korku filmlerinden korkmuyor ki..."

  • Qualität des Beitrags: 0 Sterne
  • Beteiligte Poster: eS-RaR
  • Forum: Ask Oyunu Forumu
  • Forenbeschreibung: Ask Oyunu Dizisinin ve Keremcemin Forumu
  • aus dem Unterforum: Doktor Hakan Basar
  • Antworten: 1
  • Forum gestartet am: Mittwoch 22.02.2006
  • Sprache: türkisch
  • Link zum Originaltopic: Korku filmlerinden korkmuyor ki...
  • Letzte Antwort: vor 17 Jahren, 10 Monaten, 27 Tagen, 5 Stunden, 49 Minuten
  • Alle Beiträge und Antworten zu "Korku filmlerinden korkmuyor ki..."

    Re: Korku filmlerinden korkmuyor ki...

    eS-RaR - 01.06.2006, 13:01

    Korku filmlerinden korkmuyor ki...
    Korku filmlerinden korkmuyor ki
    Yurdaer Okur: 'İnsanın içindeki korkuları gösteren filmlerden korkuyorum' diyor.
    Togan Gökbakar'ın vizyondaki filmi 'Gen'in en iyilerinden Yurdaer Okur, Mayıs'taki İstanbul Tiyatro Festivali'nde Lorca'nın 'Beş Yıl Geçince'sinde oynayacak

    Radikal2
    16.04.2006

    http://img95.imageshack.us/img95/1619/yurdaerokur2pu.gif

    Nerde beyaz önlüğü ile hastaları tedavi eden psikiyatr Ragıp, nerde eskitilmiş kot pantolonu ve kazağıyla Yurdaer Okur. Aslında hata bizim. Gösterimdeki Togan Gökbakar'ın ilk filmi 'Gen'de oynayan Yurdaer Okur, rolünü o kadar iyi çıkarmış ki, nedense Okur'un Ragıp olarak görmeye şartlanmışız. O eskitilmiş kota ve kazağa da kanmayın, altında gerçekten ağırbaşlı, efendi ve aklı başında bir adam var.
    Togan Gökbakar sizi nasıl 'keşfetti'?
    Togan'ın ağabeyi Şahan'la Ankara'dan tanışıyoruz. Ben son sınıftım, o da konservatuar sınavına hazırlanıyordu, oyunlarıma geliyordu. Sonra bir gün beni aradılar, Şahan benim adımı yapımcılara vermiş. İşin içinde Şahan'ın ve kardeşinin olduğunu söylediler. Birkaç gün sonra Togan'la buluştuk, projeyi anlattı ve oldu.
    Oynadığınız Ragıp bir psikiyatr. Rolü çıkarırken neye dikkat ettiniz?
    Buna benzer bir rol oynamadığım için önceden, birtakım araştırmalar yaptım. Önce psikolojik hastalıklardan başladım. Paranoid şizofren, katatonik şizofren nasıldır, nasıl tepki verir, hangi ilaçları kullanır? Onları öğrendim. Hem babam sağlık memuruydu. O yüzden, doktorları, hemşireleri, hastaneleri küçüklüğümden bilirim.
    Hep film çekimlerinde insanlar çok eğlendiklerini söylerler. Korku filmi de çekilirken oyuncular eğlenebiliyor mu?
    Koşuyolu Kalp Hastanesi'nde çektik filmi, boşaltılmıştı hastane. Ameliyathane, yoğun bakım üniteleri, hasta odaları, yataklar duruyor, yalnızca doktor ve hastalar yok. O atmosfer çok etkili. İlk çekim günü, bir iki saat boyunca hastaneyi dolaştım, tek başıma. Her yerine girdim, morg, yoğun bakım vs. Böyle bir hastanede benim çok da zor olmadı doktor rolüne girmem. Eğlendik tabii. Beni arıyor mesela reji asistanı, ben kendimi saklıyorum. Kapı açılıyor filan... Asistan "Yurdaer Bey sizi arıyordum" diyor, ben de "Bulursan bana da haber ver, ben de arıyorum" diyorum filan. Hatta bunu filme de kattık.
    Psikiyatri ya da psikolojiyle ilgili miydiniz?
    Psikiyatr ya da psikoloğa gitmedim ama ilgilendim. Okulda Stanislavski metoduyla çalışıyorduk. Karakterin özgeçmişi çocukluğu, yaşadıkları vs. O yüzden ilgiliyim. Psikolojik altyapı gerektiren rollerde, kitaplar okumam gerekti, sormam gerekti. Psikoloji özellikle tiyatroyla kardeş. Başka birini canlandırmak için. Kendimle ilgili de merak ettiklerim var. Bilinçaltımda ne var, neler yapabilirim gibi. Oyunculuk önce kendini tanımakla başlıyor, buna da psikoloji yardım eder.
    Korku filmlerini sever miydiniz, ya da korkar mısınız gerçekten?
    Korkmam, açıkçası seyretmem de. Gerilim filmlerini severim. Son olarak mesela 'Others / Ötekiler' beni çok etkiledi. Bu filmleri seyrederken çözmeyi, puzzle'ın parçalarını oluşturmaya çalışmayı seviyorum. En son 12 yaşındaydım korku filmi izlediğimde, 'Makasçı'. İnsanın içindeki korkuları gösteren filmlerden korkuyorum ben. Aslında benim de böyle korkularım olduğunu ve bunu sakladığımı gösteren filmleri izlediğimde korkuyorum. Michael Haneke'nin 'Saklı'sı mesela.
    Babanızın sağlık memuru olduğunu öğrendik ama biraz daha bir şeyler öğrenelim sizin hakkınızda.
    74 Rize doğumluyum. Babamın göreviyle gitmişler. Annem evhanımı. İki kardeşim var. Çok yer dolaştık, Samsun çevresinde, sonra Bafra'da kaldık. Ailem hâlâ orada. Evin büyük çocuğu olduğum için hep sorumluluk oldu, o yüzden biraz ağırbaşlıyımdır. Başarılı bir öğrencilikten sonra!..
    Ayağınızı mı kaldırıyorsunuz siz? Biraz manidar söylüyorsunuz da.
    Yok gerçekten başarılıydım. Bafra Süper Lisesi'ni bitirdim. Sosyal bir çocuktum. Okul piyeslerinde oynadım ama hiçbir zaman tiyatrocu olacağım demedim. Akdeniz Üniversitesi Turizm İşletmeciliği'ne girdim. Yanlış tercih nedeniyle.
    Bitirdiniz mi?
    Üç sene okudum. Zaten bu tiyatroyla tanışmam da öyle oldu. Başka bir şehre gidince kendimi kitaplara verdim, okuldan da soğudum. İşletme bana göre değilmiş, anladım. Şiire merak saldım. Gruplarla şiir okumaya başladım. Bu büyüdü, büyüdü, büyüdü. En sonunda bir şiir dinletisi hazırladık ve ben yönettim. Çok beğenildi, yerel radyolara çağrıldık filan. Sahne heyecanını ilk orada tattım. Ve dedim ki, "Ben aranızdan ayrılıyorum. Tiyatro okuyacağım". Kendi kendime çalışmaya başladım. Hacettepe'ye girdim ilk ve kazandım. 94'te.
    Okul bittince ne yaptınız?
    Mezuniyet oyunumuzu Genco Erkal izledi. "Benimle çalışmak ister misin?" dedi. "Sizi Allah mı gönderdi" dedim. 99'da 'Yalınayak Sokrates'te çalışmaya başladık. Ardından, İstanbul Devlet Tiyatrosu'na girdim, 'Leanne'nin Güzellik Kraliçesi, 'Ben Ruhi Bey Nasılım' ve 'Benerci Kendini Niçin Öldürdü'de rol aldım. Bu arada omurilik felçlileri ve görme engellilerle çalıştım. Onlarla oyunlar yaptık. Beni en mutlu eden çalışmalardandır. Kadrolu olarak 2002 yılında Diyarbakır Devlet Tiyatrosu'na gittim. Orada 'Hortlak', Özen Yula'nın 'Dünyanın Ortasında Bir Yer', 'Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz'da oynadım. Çocuk oyunu yönettim. Diyarbakırlı gençlere drama dersleri verdim, onlarla Anton Çehov'un kısa oyunlarından bir kolaj yaptık. Dicle Üniversitesi Tiyatro Topluluğu ile 'Keşanlı Ali Destanı' çalıştık. Yani boş durmayı sevmiyorum.
    Belli. Şimdi de boş durmuyorsunuzdur o zaman.
    Mahir Günşiray'la Tiyatro Festivali'ne Lorca'nın 'Beş Yıl Geçince'sini hazırlıyoruz. 1-2 Haziran'da Harbiye Şehir Tiyatrosu'nda.
    Tiyatro dışında televizyon yaptınız mı?
    Para kazanmak için reklam filmlerinde oynadım yalnızca. Şimdi ikinci aşkım sinema olmaya başladı. Çünkü, bundan önce Fransız yapımı Estelle Gérard'ın 'Chemin d'O/Güneşin Doğuşu' isimli filminde oynamıştım. Türkiye'de çekildi ama Türkiye'de gösterilmedi. 2004 yılında gösterildi, Fransa'da, Hollanda'da, Japonya'da festivallere katıldı. Ben aslında orada sinema oyunculuğunu keşfettim ve çok sevdim.



    Mit folgendem Code, können Sie den Beitrag ganz bequem auf ihrer Homepage verlinken



    Weitere Beiträge aus dem Forum Ask Oyunu Forumu

    Aşk Oyunu Yeni Hayat Dizisi şu an nasıl??? - gepostet von eS-RaR am Donnerstag 21.09.2006



    Ähnliche Beiträge wie "Korku filmlerinden korkmuyor ki..."

    araf yeni korku filimi - tuncay1574 (Sonntag 07.01.2007)
    Obscure (pc) Korku Oyunu Budur İŞte - aslan4 (Freitag 08.06.2007)