Tunceli Hakkında Genel Bilgiler

DERSİM-ZAZA ARŞİVİ
Verfügbare Informationen zu "Tunceli Hakkında Genel Bilgiler"

  • Qualität des Beitrags: 0 Sterne
  • Beteiligte Poster: dersim
  • Forum: DERSİM-ZAZA ARŞİVİ
  • Forenbeschreibung: Dersim-Zaza Platformu
  • aus dem Unterforum: Cayi_Coğrafya
  • Antworten: 1
  • Forum gestartet am: Dienstag 05.12.2006
  • Sprache: türkisch
  • Link zum Originaltopic: Tunceli Hakkında Genel Bilgiler
  • Letzte Antwort: vor 16 Jahren, 2 Monaten, 19 Tagen, 10 Stunden, 7 Minuten
  • Alle Beiträge und Antworten zu "Tunceli Hakkında Genel Bilgiler"

    Re: Tunceli Hakkında Genel Bilgiler

    dersim -

    Tunceli Hakkında Genel Bilgiler


    Tunceli Genel Bilgi



    Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Fırat Havzası’nda yer alan Tunceli, doğusunda Bingöl, güneyinde Elazığ, kuzeyinde Erzincan, kuzeydoğusunda da Erzurum illeri ile çevrilidir. İl toprakları dağlık ve engebeli bir arazi yapısına sahiptir. İl kuzeyden Munzur Dağları ve Karasu Çayı, doğudan Bingöl Dağları ve Peri Çayı, güneyden Keban Baraj gölü ve batıdan Fırat Nehri ile çevrili olup, il topraklarının büyük bir bölümünü yüksek dağlar ve derin vadiler kaplamaktadır.

    Tunceli’nin kuzey-batı, kuzey ve kuzeydoğu kesimini Karasu-Aras Dağlarının batı bölümünü oluşturan Munzur Dağları engebelendirir. İlin en yüksek noktası Bağırpaşa Dağı’dır (3.293 m.). Bunun dışında Munzur Dağları’nın Ziyaret Tepe (3.071 m.), Karasakal Dağı (3.123 m.) ve Koşan Dağı (3.078 m.) ilin diğer yüksek noktalarıdır. Tunceli’nin kuzeyden güneye doğru yükselir.

    Tunceli’deki başlıca düzlük alanlar; Ovacık ile Pülümür çöküntü alanları ile akarsu vadilerinin genişlediği kesimlerde yer alan küçük ovalardır. Tarım alanı olarak yararlanılan geniş düzlüklerden bazıları da Keban Baraj Gölünün suları altında kalmıştır.

    İl topraklarından kaynaklanan Karasu ve Murat Nehirleri araziyi sulamaktadır. Murat Nehri’nin kollarından Peri ve Munzur suları güneyde Keban Baraj Gölüne dökülmektedir. Tunceli Dağlarının yüksek kesimlerinde küçük buz yalağı gölleri bulunmaktadır. Bunun dışında il toprakları içerisinde doğal göl bulunmamaktadır. Yalnızca Keban Baraj Gölünün kuzey kesimi ilin sınırları içerisindedir. Deniz seviyesinden 1.050 m. yükseklikteki Tunceli’nin yüzölçümü 7.774 km2 olup, 2000 Yılı Genel Nüfus Sayım sonuçlarına göre; toplam nüfusu 93.584’tür.

    Tunceli, kırık fay hatları üzerinde bulunduğundan etkin bir deprem kuşağı üzerinde kurulmuştur. Nitekim, Pülümür depremi 1967’de yöreye büyük zarar vermiştir.

    Tunceli doğal bitki örtüsü yönünden oldukça yoksundur. Dağlık alanlardaki ormanları tahrip edilmiş olup, yalnızca akarsu boylarında söğüt ve kavak ağaçları bulunmaktadır. Bunun dışında Ovacık, Nazımiye ve Hozat ilçe sınırları içinde yer alan bölgeler yer yer meşe ormanlıkları ile kaplıdır. İl alanının bitki örtüsünü büyük ölçüde step bitkileri, çayır bitkileri ve meşe ormanları oluşturur.

    Karasal iklimin hakim olduğu Tunceli’de, genellikle yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve yağışlı geçer. Yağışlar genellikle sonbahar ve ilkbaharda yağmur, kış aylarında ise kar şeklinde olmaktadır. Yıllık yağış 550 ile 1.100 mm. arasında değişmektedir.

    İlin ekonomisi hayvancılık ve tarıma dayalıdır. Halkının büyük çoğunluğu kırsal kesimde yaşadığından ötürü hayvancılık ön planda gelmektedir. Yaylacılık yöntemleri ile koyun, kıl keçisi ve sığır yetiştirilir. Sığır türünün ıslahı için çalışmalar yapılmaktadır. Kıl keçisi sütünden peynir ve tereyağı üretilir. Belirli ölçüde de arıcılık ve tavukçuluk da yapılmaktadır.

    Tarıma elverişli alanların kısıtlı oluşundan az sayıda bitkisel üretim yapılmaktadır. Yetiştirilen bitkisel ürünlerin başında; buğday, arpa, şeker pancarı, kenger sakızı, baklagiller ve sebze gelmektedir. Az miktarda da armut, ceviz, badem, üzüm, dut yetiştirilir. İlin belirli bölgelerinde az da olsa pamuk üretimi yapılmaktadır. Tunceli’de geleneksel el sanatları olarak çömlekçilik ve dokumacılık yapılmaktadır. İlde sanayii kuruluşu olarak un ve unlu ürünler, yem, yün ipliği fabrikaları ile metal eşya üreten, dokumacılık yapan ve orman ürünlerini işleyen küçük iş yerleri bulunmaktadır. Ayrıca kara turizminin el verdiği olanaklar doğrultusunda milli park alanlarında, av turizmi, dağcılık, yayla turizmi, termal turizmi ve su sporları yapılmaktadır.

    İl topraklarında jips içeren cevher yatakları bulunmaktadır. Pülümür yöresinde tuz üretimi de yapılmaktadır.

    Tunceli ve yöresinin tarih öncesi çağlara inen eski bir tarihi geçmişi bulunmaktadır. MÖ. IV.yüzyıldan önce tarihçiler bu bölgeye Daranis ismini vermişlerdir. Tarihçi Ptolemyos buradan Daranalis olarak söz etmiştir. Bu sözcüğün Pers kralı Darios’tan geldiği sanılmaktadır.

    Tunceli’nin Çemişkezek ilçesine bağlı Sakyol Köyü yakınındaki bir höyükte yapılan araştırmalarda ele geçen buluntular, yöreye ilk kez Kalkolitik Çağda (MÖ.5500-3500) yıllarında yerleşildiğini göstermiştir. MÖ.2000’lerde bu yörede Hurriler yaşıyordu ve İşuva olarak isimlendirilmiştir. MÖ.XIV.yüzyılda Hititler bu bölgeye gelmiş ve İşuvalılarla savaşmışlardır. Bundan sonra Hititler yöreye hakim olmuşlardır.

    Asur tabletlerinden öğrenildiğine göre de MÖ. IX.yüzyılda Muşkiler de burada yaşamışlardır. MÖ.5000’de Tunceli yöresinde yaşadıkları sanılan Muşkiler daha sonra Karduk ismini almış ve Hitit Krallığının yıkılmasından sonra batıdan gelen Pala ve diğer Hitit beylikleri ile karışmışlardır. MÖ 4000’de Sümerler’in yöreye egemen olduğu, Akad Kralı Sargon ile Naramsin’e ait tabletlerden anlaşılmaktadır. Bu arada MÖ.2370-2330 yıllarında yörenin Akadlar Devleti’nin bir ili olduğu da kitabelerde belirtilmektedir.

    MÖ.VIII.yüzyılda Tunceli yöresi Urartuların egemenliğine girmiştir. Urartular bölgeye Süpani ismini vermişlerdir. Urartu kralı I.Sarduri zamanında MÖ.840-825 yöre, Urartu sınırları içerisinde gösterildiği tablet ve kitabelerden anlaşılmaktadır. MÖ.699’de Medler Urartu Devletini ortadan kaldırmış ve yöreye egemen olmuşlardır.

    MÖ.VI.yüzyıl ortalarında da Persler yöreye hakim olmuşlardır. Tarihçi Ksnophanes’e göre yörede Karduklar, Heredotos’a göre de Akilisenler burada yaşamışlardır. MÖ.550’de Anadolu’ya hakim olan Persler Tunceli yöresini de ele geçirmişler, bu dönemde Medya Sınır Satraplığı içerisinde yer alan Tunceli’nin yerli halkı Haldiler, Khalibler, Massinekler ve Akilisenler’den oluşuyordu. MÖ.334’te Büyük İskender İsos Savaşında Persleri yenmiş ve yöreye hakim olmuştur. Makedonyalıların bu bölgedeki hakimiyeti sırasında Akilisene ve Kapadokia halkı İskender’e karşı direnmişse de isyan MÖ.322’de bastırılmıştır. Bundan sonra Kapadokia Krallığının hakimiyeti altına giren yöre, Seleukoslarla Kapadokia Krallığı arasında birkaç kez el değiştirmiştir.

    MÖ.I.yüzyılda Ermeni krallarından II.Dikran buraya egemen olmuşsa da bunu Roma dönemi izlemiştir. Roma ordusu Sulla’nın komutasında Pontus devletiin son kralı Mitridates’i yendikten sonra Tunceli yöresine egemen olmuşlardır. Yöredeki isyanlar üzerine MÖ.69-66 yıllarında Romalılar Lukullus komutasındaki ordusunu isyancılardan Tigran’ın üzerine göndermiş ve bölgeyi Roma’nın Kapadokia Eyaletine bağlamıştır. MÖ.I.yüzyıldan itibaren Romalılar buradan Partlar üzerine seferler düzenlemişlerdir. Bu dönemdeki siyasi karmaşa sırasında yöre, zaman zaman Arsakların hakimiyeti altına girmiştir.

    Bizans döneminde uzun süre Sasaniler tarafından yönetilen Tunceli ve yöresi 639’da Arapların egemenliği altına girmiştir. XI.yüzyılda Hozan ismi ile tanınan yöre Bizans’ın Mesopotamia Theması’nın sınırları içerisinde kalmıştır.

    Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Türkmenler buraya yerleşmiş, Selçuklu egemenliğinden sonra Mengücekler, Artuklular ve Anadolu Selçukluları arasında yöre sık sık el değiştirmiştir. Bu dönemde buraya Dersim ismi verilmiştir. XIII.yüzyılda Moğolların yönetimine giren yöre XIV.yüzyılın ortalarında Eretna Beyliğinin ve Erzincan’ı yöneten Mutahharten’in egemenliğine girmiştir. Otlukbeli Savaşı’ndan (1473) sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır.

    XIX.yüzyıl sonlarında Mamuretü’l-Aziz (Diyarbakır) Vilayetine bağlı bir sancak olarak yönetiliyordu. Kuzeydoğudaki bugünkü Pülümür olan Kuzican yöresi de Erzurum vilayetinin Erzincan sancağına bağlı idi. Tunceli yöresi Osmanlı döneminde aşiretlerin ayaklanmalarına sahne olmuştur. Bu isyanlarda Ermeniler ile aşiretler birleşmiş 1877-1885-1892-1907-1911-1914 ve 1916’da ayaklanmışlar ve bu isyanlar bastırılmıştır. Bu isyanların bastırılmasında Sultan II.Abdülhamid’in Kürtlerden oluşturduğu Hamidiye Alayları’nın büyük payı olmuştur.

    Kurtuluş Savaşı sırasında Koçgiri Ayaklanması ile, Cumhuriyetin ilk yıllarında Şeyh Sait Ayaklanması dış politik güçlerin yardımı ile yapılmıştır. Bastırılan bu isyanlar Tunceli yöresini büyük ölçüde etkilemiştir. Cumhuriyetin ilanından sonra Dersim ismi ile tanınan bu yöre 1925’te ilçe konumuna getirilerek Elazığ’a bağlanmıştır. 1936’da il yapılmış ve ismi Tunceli olarak değiştirilmiştir. Bu arada Erzincan iline bağlı olan Pülümür ilçesi de 1938’de Tunceli’ye bağlanmıştır.

    Tunceli’de günümüze gelen tarihi eserler; Keban kazıları sırasında araştırılan Pulur Höyüğü, Gavur Höyüğü (Yeniköy Höyüğü), Tilköy’de Süryani Kilisesi (XVIII.yüzyıl), Pertek Kalesi, Sirdin Köprüsü (XII.-XIII.yüzyıl), Çemişgezek Tagar Köprüsü (XIX.yüzyıl), Mazgirt’te Elti Hatun Camisi (1252), Ulu Kale Camisi (1793), Çemişgezek’de Yelmaniye Camisi (XIV.yüzyıl), Pertek Aşağı Cami (Çelebi Ali Camisi) (1570), Pertek Yukarı Cami (Baysungur) (1572), Pertek Sağman Camisi (1555), Çemişgezek’te Uzun Hasan Türbesi (1572), Hamam-ı Atik (XV.yüzyıl), Ferruh Şad Bey Türbesi (1551), Ulu Kale Köyü Meydan Çeşmesi’dir. Ayrıca, Türk sivil mimari örneklerinden evler bulunmaktadır. Munzur, Mercan, Pülümür vadilerindeki Milli Park alanları, Munzur Gözeleri, Mazgirt Dedebağ Köyü’ndeki Kaplıcalar ildeki başlıca mesire yerleridir.

    --------------------------------------------------------------------------------

    Tunceli Doğal Güzellikleri


    Tunceli yöresi Fırat Havzası içerisinde kalan, deniz seviyesinden yüksek bir bölgedir. Tunceli il toprakları III. Zaman sonları ile IV. Zamanın başlarında oluşmuştur. Doğu Toros Dağları’nın uzantıları doğu-batı yönünde uzanarak ilin kuzeybatısını, kuzeyini ve kuzeydoğusunu bütünüyle kaplar. Bu dağlar aşılması güç sıralar oluşturduğu için Tunceli, Türkiye'nin doğu ucunda Iğdır Ovası’ndan başlayıp Erzincan Ovası’na kadar uzanan verimli çöküntü alanıyla bütünleşememiştir. Bu dağlar, yer yer hem yüzey sularıyla aşınarak hem de akarsular tarafından derince oyularak yüksek platolara dönüşmüştür. Vadiler çok dar ve dik olup, vadi tabanlarında ovalar oluşmamıştır. Güneyden kuzeye ve batıdan doğuya yükselen il topraklarının % 70'ini dağlar, % 25'ini platolar, % 5'ini ovalar ve düzlükler oluşturmaktadır.



    Munzur Dağları





    Munzur Dağları, ilin kuzeybatısı, kuzeyi ve kuzeydoğusunda çok zor geçit veren sıralar halinde 130 km. boyunca uzanmaktadır. 25–30 km. arasında değişen çok geniş bir taban üzerine oturan Munzur Dağları’nın doruklarında yükselti genellikle 3.000 metrenin üzerindedir. Munzur Dağları’nın Tunceli sınırları içerisinde kalan bölümünde en önemli dorukları batıdan doğuya Biçare Dağı (3.111 m.), Ziyaret Tepe (3.071 m.) ve Akbaba Tepesi’dir (3.463 m.).

    Munzur Dağları, dik bir biçimde Ovacık çöküntü alanına inmektedir. Bu kesim Mercan Dağları olarak da bilinmektedir. 1.400 m. yükseklikteki Ovacık'tan sonra, 2.800–3.000 m. ye çıkan yükselti kuşağında çok dik yamaçlar bulunmakta ve bu yamaçlardan kuzeye doğru açılan havza tabanlarına inilmektedir. Havza tabanlarıyla havzaları birbirinden ayıran yüksek sırtlar, yaz aylarında yöre halkının yaylak alanlarını oluşturmaktadır.

    Güney yamaçlarında yer yer rastlanan meşe ve ardıç toplulukları dışında hemen tümüyle çıplak olan Munzur Dağları’nın 2.700 metreden yüksek kesimleri sürekli karlarla kaplıdır ve kış aylarında yüksek ve sarp geçitler kapanmaktadır. Bu geçitlerin en önemlileri yükseltileri 3.000 metreye yaklaşan Mercan ve Kemah geçitleridir.



    Bağırpaşa Dağı


    Bağırpaşa Dağı, Munzur Dağları’nı Karasu-Aras Dağları’na bağlayan geniş ve yüksek bir kütledir. İl alanının kuzeydoğu ucunu tamamıyla kaplayan Bağırpaşa Dağı, batıdan Pülümür Çayı Vadisi, kuzeyden Karasu Vadisi, güneyden Peri Suyu Vadisi ile çevrilmiştir. Zirveleri sürekli kar ve buzlarla kaplı olan Bağırpaşa Dağı’nın en yüksek noktası 2.906 m.dir. Özellikle güney etekleri, meşe ve ardıç ağaçlarından oluşan sık bir örtüyle kaplıdır. Pülümür, Karasu ve Peri Suyu vadilerine doğru alçalan kesimler, zengin otlaklarla kaplı platolar durumundadır.


    Vadi ve Ovaları

    Tunceli'de vadiler yüksek ve sarp kesimlerde hem il içinde hem de çevre illerle bağlantıyı sağlayan doğal ulaşım yollarını oluşturmaktadır. Çoğunlukla güney doğrultusunda uzanan vadiler, henüz gelişmelerini tamamlamamış, dar ve dik yarıklar halindedir. Tektonik çöküntü alanlarında oluşan akarsu vadileri biraz daha geniştir. İlin en önemli vadileri Munzur, Mercan, Pülümür, Peri ve Tağar Çayı Vadisidir. Bu vadilerin özellikle güneyinde yer yer genişleyen kesimlerinde tarım yapılabilmektedir.



    Munzur Vadisi





    Munzur Vadisi, Munzur Dağları’nın orta bölümünde yer alan tepelerin güney yamaçlarından pek çok kol halinde başlar. Bu kollar, ilin en büyük düzlüğü olan Ovacık çöküntü alanında birleşir. Munzur Vadisi, merkez ilçede Pülümür Vadisiyle birleşerek güneye uzanır ve orada Keban Baraj Gölüne ulaşır.




    Munzur Vadisi 21 Aralık 1971 tarihinde 6831 Sayılı Kanun çerçevesinde Ulusal Park haline getirilmiştir. Türkiye’nin en büyük milli parkı olan bu alan 42.000 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Milli Park oluşundan ötürü de florası ve burada yaşayan hayvanlar koruma altına alınmıştır.


    Pülümür Vadisi


    Pülümür Vadisi, Avcı Dağları’nın doğu yamaçlarından birkaç kol halinde başlayıp güneye uzanan çok dar ve dik bir vadidir. Merkez ilçede Munzur Vadisi ile birleşip, güneyde Keban Baraj Gölüne açılmaktadır.



    Peri Vadisi


    Peri Vadisi, Bingöl Dağları’nın batı yamaçlarında çok sayıda kol halinde başlar. Elazığ-Tunceli sınırını oluşturarak güneye Keban Baraj Gölüne açılan vadi yer yer dar ve diktir. Peri Vadisi, Tunceli-Bingöl arasındaki ilişkiyi sınırlandıran doğal bir engel oluşturmaktadır.



    Tahar Vadisi


    Tahar Vadisi, Kırklar Dağı’nın batı yamaçlarından batıya ve güneye yönelerek Keban Baraj Gölü’ne açılmaktadır. Diğer vadiler kadar dar ve dik değildir. Çemişgezek yöresinde yer yer genişlediği kesimlerde, akarsu yatağının iki yanında küçük koycuklar meydana getirmektedir.



    Akarsu ve Göller


    Tunceli’de Keban Baraj Gölü dışında önemli ve büyük bir göl yoktur. Yalnızca Munzur Dağları ve çevresindeki Mercan, Avcı ve Karasakal dağları üzerinde buzul yalaklarının su ile dolması sonucunda oluşmuş küçük göller bulunmaktadır. Bunlardan bazıları Karagöl, Koçgölü, Mercan Gölleri, Katır Gölleri, Dilincik Gölü, Çimli Gölü, Şer Gölü ve Buyer Baba Gölleridir. Krater gölleri içerisinde en büyüğü, Ovacık-Koyungölü Köyü’nün kuzeyinde, 2.400 m. yükseklikte yer alan Karagöl'dür.

    Tunceli, akarsu yönünden çok zengindir. Düzenli yağış alan yüksek dağlarda yer altına sızan kar ve yağmur suları, daha düşük yükseltilerde kaynaklar şeklinde yeniden yüzeye çıkar. Akarsuları besleyen bu kaynaklar sürekli olduğundan, akarsuların taşıdığı sular bol ve akışları da oldukça düzenlidir. Bu akarsuların en önemlileri; Munzur Suyu, Mercan Deresi, Pülümür Çayı, Peri Suyu ve Tahar Çayıdır.



    Munzur Suyu


    Munzur Suyu, Ovacık'ın kuzeyinde yükselen Ziyaret Tepesi’nin eteklerinden doğar. Kuzey ve orta kesimlerinde yer yer çok eğimli bir vadide hızla akan Munzur Suyu, Ovacık düzlüklerinin ortasında batı-doğu yönünde akar. Çeşitli yönlerden gelen Havaçor, Mamuşağı, Şamuşağı, Kabuşağı, Nanikuşağı, Haçılı, Mercan, Merho, Kalan derelerinin sularını toplayan Munzur Suyu, merkez ilçede Pülümür Suyu ile birleştikten sonra güneye akar ve Keban Baraj Gölüne dökülür.

    Keban Baraj Gölü’ne kadar 144 km.lik bir yol izleyen Munzur Suyu saniyede ortalama 87 m3 su akıtmaktadır.


    Peri Suyu

    Murat Irmağının büyük kollarından biri olan Peri Suyu, Bingöl'ün kuzeyindeki Şeytan Dağları’nın batı eteklerinden doğar. Tunceli'nin doğu sınırını oluşturarak güneybatı yönünde akan Peri Suyu’na Tunceli topraklarında Teke, Yuvanık, Kalman, Kıl, Sekban ve Mıhindi dereleri katılmaktadır. Peri Suyu, Kayacı yöresinde Keban Baraj Gölüne dökülür.


    Pülümür Çayı


    Avcı Dağları’nın eteklerinden doğan Pülümür Çayı, Pülümür İlçe merkezini geçtikten sonra güneybatıya döner. Aşhirik, Dereova, Yastık, Kutu ve Çukur derelerini aldıktan sonra Tunceli kentinde Munzur Suyu’na katılır.


    Mercan Deresi

    Avcı Dağları’nın batı yamaçlarından doğan Mercan Deresi, güneybatı yönünde akarak Ovacık ilçe merkezinin 7–8 km. doğusunda Munzur Suyu’na karışır. Mercan Deresi özellikle Mollaaliler'in kuzeyinde derin vadiler oluşturmaktadır.



    Tahar Çayı


    Kırklar Dağı’ndan doğan ve Kırklar Çayı’ndan beslenen Tahar Çayı, Çemişgezek İlçe merkezinin batısından geçerek Keban Baraj Gölüne dökülmektedir. Yüksek dağlardan beslenmediği için, taşıdığı su miktarı kaynak sularına ve mevsim yağışlarına bağlıdır.



    Kaplıca ve İçmeleri

    Tunceli'de çok miktarda şifalı su ve kaplıca bulunmasına rağmen, bunlar yeterince tanıtılmamıştır. Bölgede bulunan başlıcaları; Bağın ve Harik kaplıcaları ile Harçik İçmesi ile Anafatma İçmesi’dir.


    Bağın Kaplıcası (Mazgirt)


    Tunceli ili Mazgirt ilçesi Bağın (Dedebağ) Köyü’nde bulunan bu kaplıcanın suyu 35 derece sıcaklıktadır.


    Harik Kaplıcası (Nazimiye)


    Tunceli ili Nazimiye ilçesi, Dallıbahçe Bucağı’nda bulunan Harik Kaplıcasının suyunun sıcaklığı 30 derecedir.


    Şampaşa Karaderbent Kaplıcası (Pülümür)

    Tunceli ili Pülümür ilçesinde bulunan bu kaplıcada konaklama için bir bina bulunmaktadır. Bu kaplıcadan ilçe merkezi ve çevre köyler sağlık yönünden yararlanmaktadır. Ancak terör nedeniyle bu kaplıcanın faaliyetleri durdurmuştur.


    Harçik İçmesi

    Tunceli Merkez İlçe sınırları içerisinde olup, üzerinde herhangi bir turistik tesis yoktur. Tunceli-Erzincan yolu üzerindedir.


    Anafatma İçmesi


    Tunceli Merkez İlçe sınırları içerisindedir.



    Mesire ve Dinlenme Yerleri


    Zenginpınar (Zağge) Şelalesi ve Mesire Yeri



    Tunceli-Pülümür karayolu kenarında, Tunceli kentine yaklaşık 40 km. uzaklıkta yer alan Zenginpınar Şelalesi, vadi yamaçlarından oldukça dik bir eğimde çok kuvvetli akarak yolun altından Pülümür Çayı’na ulaşmaktadır.

    Zenginpınar Şelalesi, gerek bitki örtüsünün zenginliği gerekse vadinin çarpıcı derinliği ile çok etkileyici doğal verilere sahiptir. Pülümür Çayı ve vadinin karşı yamaçlarındaki sık orman örtüsü, doğal çevre ve manzara zenginlikleri nedeniyle yöre halkının mesire yerlerinin başında gelmektedir.


    Dereova Şelalesi

    Gelin Pınarı olarak da bilinen şelale, Nazimiye ilçe merkezine 11 km. uzaklıkta, Dereova Köyündedir. 20 metre yükseklikten 3 kaynaktan yaygın bir şekilde dökülen sular, Pülümür Çayı’nın kollarından biri olan ve çok derin bir vadide akan dereye karışmaktadır.



    Kutudere Mesire Yeri


    Tunceli-Pülümür karayolu üzerinde, il merkezine yaklaşık 30 km. uzaklıkta ve Pülümür Çayı kenarında yer alan Kutudere Mesire Yerinin içinden aynı zamanda küçük bir dere geçmektedir. Mesire yerinin zengin bir bitki örtüsü olup, iki adet özel turistik tesis bulunmaktadır.



    Tunceli Göze ve İn Delikleri



    Ovacık Gözeleri (Ovacık)

    Tunceli il merkezine 80 km., Ovacık ilçe merkezine 17 km. uzaklıkta bulunan Ovacık Gözeleri, Munzur Dağları’nın eteklerinden yaklaşık 200-300 metrelik alanı kaplamaktadır. Bu gözeler karstik kaynaktan irili ufaklı 40 göz halinde fışkıran beyaz köpüklü sular, yamaçlardan aşağılara doğru küçük şelaleler oluşturarak akmakta ve Munzur Suyu’nu beslemektedir.

    Munzur Gözelerinin 20 hektarlık kısmı, 1963 yılında Orman İçi Dinlenme Yeri olarak ayrılmıştır. Ancak geçen zaman içinde herhangi bir yatırım yapılmadığı için Orman İçi Dinlenme Yeri statüsünden çıkarılmış olmakla birlikte, yöre halkının en yoğun kullandığı mesire yerlerinden biridir.

    Munzur Gözeleri, sularında avlanan alabalıklarıyla ünlüdür.


    Halbori Gözeleri (Merkez)


    Tunceli-Ovacık yolu üzerinde, kent merkezine yaklaşık 20 km. uzaklıkta, Munzur Suyu kenarında, derin ve kayalık bir vadinin içerisinde yer alan Halbori Gözeleri, çok soğuk kaynak sulara sahip bir dinlenme ve mesire yeridir.



    İn Delikleri (Derviş Hücreleri) (Çemişgezek )

    Tunceli ili Çemişgezek ilçesinin batısında bulunan İn Delikleri (Devriş Hücreleri) çok sayıda oda şeklinde oyuklardan meydana gelmiştir. Bunlar birbirleri ile bağlantılıdır. Günümüzde tahta bir merdivenle çıkılarak in delikleri gezilmektedir. Oyma sanatı kullanılarak odalar yapılmıştır. Bu kaya odalarının tarihlendirilmesi kesin olarak yapılamamıştır.

    İbn-i Bibi bu İn Deliklerinden 1226 yılında yöreye gelmiş ve Seyahatnamesi’nde bunlardan söz etmiştir: “Başı semaya yükselmiş bir kaya içinde kudretin eliyle oyulmuş bir mağara gördük.”

    İn Delikleri eski tarihlerden itibaren barınak olarak kullanılmıştır. Ayrıca kayalara oyulan bu mağara yerleşimlerinin arasında kayalardan sızan suların toplandığı sarnıçlar bulunmaktadır. Mağara odacıkları arasında da birbirleri ile bağlantılı merdiven ve koridorlar bulunmaktadır. Geç dönemlerde bu odalar hububat deposu olarak da kullanılmıştır.

    Günümüze gelen ve sayıları 20 civarında olan Çemişgezek’teki derviş hücreleri, yumuşak kayaların kopmasından oluşmuştur. Bununla beraber içlerinde taşçı taraklarının ve çekiç izleri çoğunun insan eli ile düzeltildiğini de göstermektedir. Bu nedenle de odaların bazıları 2.50x1.70 m. ölçülerinde düzenlenmiştir. Bu odalar iki bölümden meydana gelmektedir. Birinci bölüme dışarıdan merdivenle çıkılır. Bu bölümde odalar ve havuzlar bulunmaktadır. İkinci bölümde ise, oldukça dar bir koridorun çevresinde odalar sıralanmıştır. Bu odalar düz tavanlı veya tonoz şeklinde üst örtülüdür. Bunlardan ayrı olarak odaların en üstünde çıkılması zor ve daha geniş tek bir oda vardır. Bu odaya Bey Odası ismi verilmiştir.



    Ağlayan Kayalar (Pülümür)

    Tunceli ili Pülümür ilçesinde, Tunceli-Pülümür karayolu üzerinde bulunan bu kaya halk arasında Ağlayan Kayalar olarak isimlendirilmiştir. Özellikle İlkbahar aylarında, karların çözülmesinden sonra aşağıya sular akmaktadır. Kışın ise bu sular donmakta ve büyük boyutta buz sütunlarına dönüşmektedir.




    Buz Mağarası (Pülümür)





    Tunceli ili Pülümür ilçesi Dereboyu Köyü’nün yakınında bulunan bu mağara 12 bölümden meydana gelmiştir.

    Oldukça geniş, oval görünümlü bir girişten sonra mağara içerisinde 12 bölüm halinde yukarıdan aşağıya doğru sarkan buz sarkıtları görülmektedir. Yaz ve Kış aylarında da bu bölümlerin içerisi buz kaplıdır. Yöre halkı bu mağaradan buz deposu olarak yararlanmaktadır.


    --------------------------------------------------------------------------------

    Tunceli Kaleleri

    Ambar Köyü Kalesi (Merkez)


    Tunceli Merkez ilçeye bağlı Ambar Köyü’nde bulunan bu kalenin kitabesi bulunmamaktadır. Ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Bununla ilgili kaynaklarda da yeterli bilgi bulunmamaktadır.

    Kale kesme ve moloz taştan yapılmıştır. Giriş kapısı kayaların oyulması ile oluşturulmuş, bunun arkasına da iç içe üç oda yapılmıştır. Kale içerisinde sarnıç kalıntıları vardır. Ayrıca çevresinde de sulama kanallarına ait izler görülmektedir.


    Mazgirt Kalesi (Mazgirt)



    Tunceli ili Mazgirt ilçesinde bulunan bu kale MÖ. IX. yüzyılda yöreye hâkim olan Urartular tarafından yapılmıştır. Kale içerisinde bulunan bir Urartu kitabesine dayanılarak da kalenin Urartu Kralı II.Rusas zamanında yapıldığı sanılmaktadır.

    Kale kayalardan ve moloz taşlardan yararlanılarak yapılmıştır. Kale girişi bir mağaradan olup, buraya taş bir merdivenle çıkılmaktadır. Sur duvarları moloz taşlardan yapılmıştır. Yer yer de kayalardan yararlanılmıştır.

    Kale içerisinde yapı kalıntıları ile geç devirlere ait yel değirmeni kalıntıları bulunmaktadır.



    Kale Köyü Kalesi (Mazgirt)

    Tunceli ili Mazgirt ilçesi Kale Köyü’nde bulunan bu kalenin giriş kapısı üzerindeki kitabeden MÖ. IX. yüzyılda yapıldığı anlaşılmaktadır.

    Moloz taş ve kayalardan oluşan kalenin sur duvarları kısmen günümüze ulaşabilmiştir. Ancak bu kalıntılardan planını çıkarmak mümkün olamamıştır. Kale içerisinde moloz taştan yapılmış çeşitli yapı temel kalıntıları görülmektedir.


    Bağın Kalesi (Mazgirt)

    Tunceli ili Mazgirt ilçesi Bağın (Dedebağ) Köyü yakınlarında bulunan bu kaledeki bir kitabeden MÖ. IX. yüzyılda Urartu Kralı Menuas tarafından yaptırıldığı öğrenilmektedir. Bu kitabe Harput Müzesi’nde bulunmaktadır. Selçuklular XIII. Yüzyılın başlarında yöreye hâkim olmuş ve bu kaleyi bir süre kullanmışlardır.

    Moloz taşlardan ve kayalardan yararlanılarak yapılan kalenin çevresindeki surlardan çok az bir kalıntı ile bazı temel izleri günümüze gelebilmiştir. Kalenin bulunduğu alanda çeşitli yapılara ait temel kalıntıları vardır. Ayrıca kalenin içerisine merdivenle çıkılmakta, girişin yanında kayalar oyularak oluşturulmuş bir mekân bulunmaktadır.


    Pertek Kalesi (Pertek)



    Tunceli ili Pertek ilçesinin 3 km. güneybatısında, Eski Pertek’in güneybatısında kayalık bir tepe üzerinde, Murat Nehri kıyısında bulunan bu kale Keban Barajı’nın yapımından sonra etrafı sularla çevrili bir ada görünümünü almıştır.

    Kale Mengücekoğulları tarafından XI. yüzyılda yapılmıştır. Bazı kaynaklarda da Selçuklular zamanında yapıldığı yazılıdır. Daha sonra Osmanlılar tarafından da kullanılmıştır. Osmanlı döneminde Halit Bin Velid tarafından onarılmış, daha önce kalede bulunan karakuş heykeli kaldırılarak Arapça yazılmış bir kitabe konulmuştur.

    Evliya Çelebi’ye göre Pertek sözcüğü Moğolca Karakuş anlamına gelmektedir. Buradaki Karakuş heykeli kale burçları üzerinde bulunuyordu.

    Kale kesme ve moloz taştan yapılmıştır. Çevresindeki kayalardan da savunma amaçlı olarak yararlanılmıştır. Kale iç içe iki surdan meydana gelmiştir. Kuzeybatısındaki bir kapıdan iç kaleye girilmektedir. Güney duvarında da yer yer taşlar arasında mavi renkte çini parçaları ile karşılaşılmıştır. Günümüze kale içerisindeki büyük bir sarnıç ile küçük yapılara ait kalıntılar gelebilmiştir.

    Kalenin eteklerinde Pertek Beyi Baysungur’un yaptırdığı Baysungur Camisi (1577), Çelebi Ali Camisi (1568) ve Bağdat Savaşı sırasında yapılmış olan Murat Kervansarayı bulunuyordu.


    Sağman Kalesi (Pertek)



    Tunceli ili Pertek ilçesi Sağman Köyü’nde bulunan bu kale sarp bir tepe üzerinde yapılmıştır. Kitabesi günümüze gelemediğinden ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir.

    Kalenin yapımında moloz taş kullanılmış, ayrıca çevresindeki kayalardan da yararlanılmıştır. Tam bir planı çıkarılamamakla beraber çevreyi kontrol eden gözetleme kalesi niteliğinde olduğu sanılmaktadır. Yuvarlak burçlarından biri iyi durumda günümüze gelebilmiştir.


    Tunceli Kiliseleri


    Kilise (Çemişgezek)

    Tunceli ili Çemişgezek ilçesi Ulukale Köyü’nün doğusunda kayalıkların eteğinde bulunan bu kilisenin kitabesi bulunmadığından yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Orijinalliğinden uzaklaşmış ve harap bir durumdadır.

    Kesme taştan tek nefli olan kilisenin üzeri sivri kemerle desteklenen beşik bir tonozla örtülmüştür. Apsid yarım yuvarlak şekildedir. İç mekândaki duvarlarda fresk izlerine rastlanmamıştır. Bununla beraber duvarlar harap bir durumda olduğunda fresk olup olmadığı da kesin değildir.


    Süryani Kilisesi (Pertek)

    Tunceli ili Pertek ilçesi Til Köyü’nde bulunan bu kilisenin kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi bilinmemektedir. Yapı üslubundan XV.-XVI. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır.

    Kesme taştan yapılmış olan kilise Kapalı Yunan haçı planında olup, haçın kolları tonozla örtülüdür. Haç kollarının kesiştiği nokta yüksek kasnaklı bir kubbe ile örtülüdür. Yarım yuvarlak apsidi dışarıya çıkıntılıdır.


    Ermeni Kilisesi (Pertek)

    Tunceli ili Pertek ilçesi Til Köyü’nde bulunan bu kilisenin kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi bilinmemektedir. Yapı üslubundan XVIII. yüzyılın sonlarında yapıldığı sanılmaktadır.

    Kesme taştan dikdörtgen planlı olan kilise üç neflidir. Apsid yarım daire şeklinde dışarıya çıkıntılı olup, iki yanında hücreler bulunmaktadır.


    --------------------------------------------------------------------------------


    Tunceli Camileri

    Yelmaniye Camisi (Çemişgezek)


    Tunceli ili Çemişgezek ilçesi Medrese Mahallesi’nde bulunan Yelmaniye Camisi kitabesinden öğrenildiğine göre, Timur devrinde Taceddin Yalman tarafından yaptırılmıştır. Ancak kitabenin tarih kısmı okunamamıştır. Bununla birlikte, caminin 800–809 (1397–1406) yıllarında yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Bunun yanı sıra caminin duvarındaki kitabe de zamanla bozulduğundan okunamamıştır. Bu nedenle mimarı hakkında kesin bilgi bulunmamaktadır.

    Caminin giriş kapısı üzerindeki kısmen okunabilen kitabesi:
    “Emere bi-imaret……. El-mübâreke el-Melik el-Adil Taceddin Yalman ibn-i Keykubât ibni Halid el-Kürdi fi eyyâmi Timur Han……hallet Allahu devlete-himâ
    …….. Muharrem el-harâm fi sene…… ve semâne-mie.”

    Yelmaniye Camisi halk arasında Eski Cami olarak da tanınmıştır. Değişik dönemlerde yapılan onarımlar ve yapılan eklerle orijinalliğinden kısmen uzaklaşmıştır. Ancak yapının güneyindeki bazı temel kalıntıları caminin bir külliye olarak yapıldığına işaret etmektedir.


    Ulukale Camisi (Çemişgezek)

    Tunceli ili Çemişgezek ilçesinde, Ulukale Köyü’nde bulunan bu caminin kitabesi günümüze gelememiştir. Bununla beraber eski kayıtlarda ve Prof. Dr. Metin Sözen’den öğrenildiğine göre, Diyarbakır’da valilik yapan Yusuf Paşa’nın vakfı olup, h.1208 (1793–1794) yılında yaptırılmıştır.

    Kesme taştan yapılmış olan camiye XIX. yüzyılda eklenen beş bölümlü, yuvarlak kemerli ve tonoz örtülü son cemaat yerinden girilmektedir. Giriş kapısı eksen üzerinde olmayıp, kısmen yana kaydırılmıştır. İbadet mekânının ortasında üç kalın paye bulunmaktadır. Yapı enine olarak dört, mihrap yönünde dikey olarak da iki sahna ayrılmıştır. Ortadaki payeler, doğu ve batı duvarlarını kemerlerle bağlamıştır.


    Süleymaniye (Kale) Camisi (Çemişgezek)

    Tunceli ili Çemişgezek ilçesi Kale Mahallesi’nde bulunan bu caminin kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Orijinal yapısından kalan çinili minaresi ise tamamen sıvanmış ve özelliğini büyük ölçüde yitirmiştir. Bu bakımdan minareden yola çıkarak tarihlendirmek de mümkün olamamıştır.

    Elti Hatun Camisi (Mazgirt)

    Tunceli ili Mazgirt ilçesinde bulunan Elti Hatun Camisi’nin kitabesi günümüze gelememiştir. Yapı üslubundan Akkoyunlu dönemine ait olduğu anlaşılmaktadır. Son cemaat yerinin kuzey duvarındaki çeşme üzerinde Elti Hatun adına 1252 yılında yaptırıldığı yazılıdır. Bu çeşme kitabesine dayanılarak caminin de aynı tarihte yapıldığı sanılmaktadır.

    Cami kesme taştan yapılmış olup, son cemaat yerinin ibadet mekânından daha yüksek oluşu dikkat çekicidir. Son cemaat yerindeki iç içe iki niş şeklinde bir kapıdan ibadet mekânına girilmektedir. İbadet mekânı dikdörtgen planlı olup, üzeri tonozlu ve dıştan da çatı ile örtülmüştür. İbadet mekânı sütunlarla üç sahna ayrılmıştır. İçerisini aydınlatan pencereler oldukça düzensizdir.

    Caminin yanında taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. Caminin içerisinde Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın annesi ve küçük kardeşinin türbesi bulunmaktadır.


    Aşağı (Çelebi Ali) Camisi (Pertek)



    Tunceli ili Pertek ilçesinde bulunan bu cami 1570 yılında Çelebi Ali tarafından yapılmıştır. Cami baraj gölünün yapımı nedeniyle Eski Pertek’ten Yeni Pertek’e taşınmıştır.

    Kesme taş ve moloz taştan yapılan cami kareye yakın dikdörtgen planlıdır. Ön kısmında iki renkli taşların alternatif dizilerek meydana getirilmiş üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. İbadet mekânının üzeri içten kubbe, dıştan da kasnaklı bir külahla örtülmüştür. İbadet mekânı duvarlardaki sivri kemerli pencerelerle aydınlatılmıştır. Mihrap yarım yuvarlak bir niş şeklindedir. Camide dikkat çeken herhangi bir bezeme bulunmamaktadır. Yanındaki minaresi kesme taş kaideli, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Minarenin şerefe altı mukarnaslıdır.

    Yukarı (Baysungur) Camisi (Pertek)

    Tunceli ili Pertek ilçesinde bulunan bu caminin Harput Müzesi’nde bulunan kitabesine göre cami, Baysungur tarafından 1572 yılında yaptırılmıştır.

    Kesme taştan yapılan cami plan olarak Çelebi Ali Camisi’ne benzemektedir. Caminin önünde üç bölümlü ve üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yeri ile minare iki renkli taştan yapılmıştır. Son cemaat yerinden ibadet mekânına giriş kapısı taş işçiliği yönünden son derece dikkat çekicidir. Stalaktitli olan giriş kapısının çevresi geometrik desenlerle bezenmiştir. İbadet mekânı kareye yakın dikdörtgen planlıdır. Üzeri tromplu merkezi bir kubbe ile örtülüdür.


    Sağman Camisi (Pertek)



    Tunceli Pertek ilçesi, Sağman Köyü’nde bulunan bu caminin kitabesi bulunmamakla beraber kaynaklardan Keyhüsrev Bey’in oğlu Salih Bey tarafından 1555 yılında yaptırıldığı öğrenilmektedir.

    Kesme taştan ve renkli taşlardan yapılan cami kare planlı olup, üzeri kasnaklı bir kubbe ile örtülüdür. Son cemaat yerindeki giriş kapısı mukarnaslı olup, Selçuklu taş işçiliğinin güzel örneğini yansıtmaktadır. Mihrap ve minber herhangi bir özellik taşımamaktadır.

    Caminin yanındaki minaresi kesme taş kaideli, yuvarlak gövdelidir. Diğer minarelere göre farklı olarak minareye dışarıdan çıkılmaktadır. Minare gövdesi üzerinde alçı bezemeler dikkati çekmektedir. Ayrıca çeşitli yerlerden toplanan çiniler bu minare üzerine yerleştirilmiştir.

    Caminin yanında altıgen planlı renkli taştan bir türbe bulunmaktadır. Bu türbenin kime ait olduğu bilinmemektedir. Büyük olasılıkla Salih Bey’in burada olduğu gömülü olduğu sanılmaktadır.


    http://www.paylastr.info/showthread.php?p=573771




    Mit folgendem Code, können Sie den Beitrag ganz bequem auf ihrer Homepage verlinken



    Weitere Beiträge aus dem Forum DERSİM-ZAZA ARŞİVİ

    Din ve Siyaset - gepostet von dersim am Mittwoch 24.10.2007
    Kadınlarımız, Ağıtlarımız: Ohi Baskını Ve Zegeriye Ağıdı - gepostet von dersim am Sonntag 30.12.2007
    Kimlik - Kimlikler / Ismail Besikçi - gepostet von dersim am Donnerstag 21.06.2007
    MUNZUR'UN TÜRKÜSÜ ERZINCAN BULUSMASI - gepostet von dersim am Sonntag 27.05.2007



    Ähnliche Beiträge wie "Tunceli Hakkında Genel Bilgiler"

    İlginç Bilgiler 5 - hanifi (Montag 26.02.2007)
    muhammed ali hakkinda bilgiler - Jackie Chan (Montag 17.04.2006)
    erkekler hakkında bilinmeyen gerçekler :) - oznur (Sonntag 07.01.2007)
    Tunceli'de Zarar Tespit Çalismalarina Dair_Hüseyin AYGÜN - dersim (Sonntag 17.06.2007)
    BiLMEMiZ GEREKEN iSLAMi BiLGiLER - firtina (Samstag 30.06.2007)
    Faydali Bilgiler - adminkaan (Dienstag 18.09.2007)
    Bilgiler - admineko (Donnerstag 21.12.2006)
    Deep Freeze Hakkında herşey - alibutto (Samstag 03.02.2007)
    C: W32/Muldrop.IZ Trojan - Hakkında ! - aslan4 (Samstag 16.06.2007)
    ::: Site Hakkında ::: - hayalfb3460 (Mittwoch 20.09.2006)